asigiresunlum:///////
  İslamiyet ve Hristiyanlıkta Masonluk
 



schlachtvonarsufrh5.jpg

HIRİSTİYANLIKTA VE MÜSLÜMANLIKTA KASTEDİLEN DECCALİYET MASONLUKTUR

Evanjelik veya Müslüman görünümlü bazı masonlar, kutsal kitaplardaki hükümlere kendilerine göre yorum getirerek, samimi dindarları yanlış yönlendirme çabası içindedirler. Dünyada bazı Evanjelik Hıristiyanların, İslam’a yönelik hasmane bakış açıları işte bu çirkin çabanın bir sonucudur. Hıristiyan dindarlar üzerinde oluşturulmaya çalışılan İslam’a yönelik bu bakış açısı aslında sahte ve kirli bir oyundur.

- Masonlar, bu sahte oyun vesilesiyle ne hedeflemektedirler?
- Muharref İncil’deki hangi ifadeleri samimi dindarları kandırmak ve
yanlış yönlendirmek için çarpık yorumlamaktadırlar?
- Hıristiyanlıktaki deccal anlayışı nasıl olmalıdır?
- Deccaliyete karşı Müslümanlar ve Kitap Ehli nasıl mücadele etmelidirler?
- Sayın Adnan Oktar, masonların onlarca yıldır sürdürdüğü bu oyunu
nasıl deşifre etmiştir?

Dünya üzerinde masonluk, gizli bir örgütlenme şeklindedir. Bu örgütün gizli ve sinsi planı; dünya çapında inananlar arasında bozgunculuk çıkarabilmek, dünyayı dinsizliğe, kargaşaya ve savaşlara sürüklemek, ateist, Darwinist felsefeyi tüm dünyaya yayarak birbiriyle mücadele içinde yaşayan sevgisiz bir insan topluluğu oluşturabilmektir. Masonlar, bu sahte oyun vesilesiyle dikkatleri başka yöne çekerek inananlar üzerinde oyun oynamakta, inananların güçlenmesini engellemekte, Allah’a karşı yürüttükleri çirkin ve sinsi propaganda için zemin bulabilmektedirler.

Bu oyunun geçerli gözükebilmesi, samimi Evanjelikler arasında destek görebilmesi için Evanjelik masonlar, çok daha çirkin bir yöntem kullanmakta ve sahte iddialarına Muharref İncil’i dayanak göstermektedirler. Samimi dindarları ancak bu yolla etkileyebileceklerini bilmektedirler. Oysa bu, oldukça sinsi bir oyundur. Muharref İncil’i dayanak göstererek (İslam dinini tenzih ederiz) İslam’ı deccaliyetle bağdaştırmaya çalışan zihniyet, deccali sistemin asıl kaynağı olan masonik zihniyettir. Bu zihniyet, Muharref İncil’deki bazı ifadeleri TAMAMEN GERÇEĞİNDEN FARKLI VE ÇARPIK YORUMLAYARAK, insanları yanlış yönlendirmektedir.

Deccali Sistem Olan Masonluk, Kendisine Dindar Görünümü Vererek İnsanları Aldatır

Deccal, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde haber verildiği gibi, ilk olarak sahte, dindar görünümlü bir kimlikle ortaya çıkacaktır. Allah adına ortaya çıktığını iddia edecek, uhrevi bir amacı varmış görünümü verecektir. Fakat deccalin bu yalanı, insanların büyük bir kısmını aldatmasının ve dünyaya hakim olmasının sonrasında, yeryüzüne getirdiği zulüm ve Allah’a başkaldırısı ile anlaşılacaktır.

Bu gerçek, Muharref İncil’de de aynı şekilde haber verilmiştir. Ahir zamanda ortaya çıkacak deccal, Muharref İncil’de de kendisini dindar tanıtan bir saptırıcıdır.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bu deccali sistem, şu an sahte dindar görünümü ile dünyaya hakimiyet kurmuş sapkın bir örgüt olan MASONLUKTUR. Masonlar, hadislerde ve muharref İncil’de belirtilen deccal ile ilgili tasvirlere uygun şekilde, Allah adına ortaya çıktıklarını iddia etmişlerdir. Allah’ın varlığını reddetmelerine rağmen, kutsal kitaplara el basmış, amaçlarının uhrevi olduğunu iddia etmişlerdir. Bu sahte görünüm, üst düzey masonların da açıkça itiraf ettiği gibi, insanların tepkisini çekmemek, toplumları daha iyi aldatabilmek için kullandıkları çirkin bir yöntemdir. Masonluğun, gerçekte şeytanı ilah edinen (Allah’ı tenzih ederiz.) sapkın bir din olmasına rağmen, Allah inancı ile ortaya çıktığı ve bu amaçla insanları aldattığı gerçeği, çeşitli kaynaklarda şu şekilde izah edilmiştir:

“Böyleleri için sahte misyonerler, hilekar çalışanlar, kendilerini İsa’nın havarilerine dönüştürürler. Asıl hayrete düşüren; şeytanın kendisini de (sahte) bir ışık meleğine dönüştürmesidir. Bu yüzden onun rahiplerinin de (sahte) birer doğruluk elçisine dönüşmesi şaşılası bir iş değildir...” 1

Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi masonlar, aldatıcı görünüm takınmalarına, Allah’ı açıkça inkar etmelerine rağmen, kendilerini Hz. İsa (a.s.)’ın havarileri gibi uhrevi ve dindar kişiler gibi göstermeye çalışırlar. Masonluk şeytanı bile sözde bir melek gibi göstermeye çalışan sapkın bir yapılanmadır.

Dünyadaki Masonik Sistem, Doğrudan Şeytandan Emir Alır

Masonluk, üst düzey ayinlerinde şeytana tapan, kendi iç yayınlarında “Şeytanın feneri ulaşacağın yerdeki karanlığı aydınlatır”  şeklinde bu sapkın zihniyetlerini açıkça dile getiren, gizli ve sinsi bir örgütlenmedir. Masonluk, şeytandan alınan ilham ve emirlerle, dünyayı felaket, kargaşa ve katliamlarla bir felaket ortamına dönüştürmeyi amaçlayan, Allah inancına karşı mücadele halinde olan en sinsi yapılanmadır. Bu, delilleri çok açık olan kesin bir gerçektir.

Üst düzey masonların taptıkları ve kendisinden emir aldıkları şeytan, mason ritüellerinde Lucifer olarak bilinir. Bir kaynakta masonların kendisine taptıkları Lucifer şu şekilde tanımlanır:

“Lucifer, şeytanın kendisidir ve bundan da öte LUCIFERE TAPAN GİZLİ ÖRGÜTLERİN ANTİ-CHRIST OLDUKLARI ÖYLESİNE AÇIKTIR Kİ, HIRİSTİYANLIĞIN HER MEZHEBİ ONUN KARANLIĞA VE ŞEYTANA TAPINMAK OLDUĞUNU KABUL ETMEK ZORUNDADIR.

Huysman, Lucifer mezhebini kısa ve özlü biçimde bir tür TERSİNE HIRİSTİYANLIK olarak tarif eder... 2

Diğer bir kaynakta W. L. Wilmhurst ise, locaya yeni giren bir Hıristiyanın karşılaşacağı gerçeği şöyle özetlemiştir:

“...fakat kendilerine Loca’da dini konuşmaların, tabii ki gizli dini görüşmelerin yasaklandığı söylenir ve masonluğun dini bir kuruluş olmadığı sonucuna varırlar...

Bu nedenle ‘Hıristiyan’ olan masonlar, Hz. İsa (a.s.)’nın emrine aykırı gelmektedirler.”3

Bu sözlerden de anlaşılabileceği gibi Hıristiyanlığa karşı en büyük tehdit olarak ortaya çıkmış olan masonik sistem, dindar görünümü altında hareket ettiğinden pek çok dindar Hıristiyan tarafından fark edilememektedir. Sahte Hıristiyan görünümü vererek şeytana hizmet eden bu kirli örgütlenme, bu yolla sapkın görüşlerini yayabilmekte, bazı samimi dindarları dahi etkileyebilmektedir. Bugün bazı Evanjeliklerin özellikle İslam dinine yönelik çarpık bakış açılarının, dünyaya barış ve güvenlik getirecek olan Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru döneminde kargaşa ve savaş beklentilerinin, dünya nüfusunun üçte birinin yok edileceğine dair sapkın inançlarının kökeninde tamamen bu masonik telkinler yatmaktadır.

“Evanjelik Mason”ların, Deccaliyeti İslam’a Mal Etmeye Çalışması Büyük Bir Oyundur

Muharref İncil’de geçen deccal tarifi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’den rivayet edilen hadislerle tam bir mutabakat içindedir. Dolayısıyla Müslüman aleminin beklediği deccal ile Hıristiyan aleminin beklediği deccal aynı sapkın inancı yayacak ve aynı özelliklere sahip aynı deccal olacaktır. Fakat Evanjelik masonlar, sinsi bir yöntem  kullanarak deccalin tüm özelliklerini İslam’a mal etmeye çalışmakta, bunun için de kendilerince muharref İncil’i delil göstermeye çalışmaktadırlar.

Evanjelik görünümlü masonların gösterdiği bu çirkin cesaret ve kışkırtma politikası, dünya üzerindeki samimi Müslümanlara karşı kin ve öfkeyi tahrik etme amaçlıdır. Bu kişiler, kendilerini dindar göstererek, ithamlarını Muharref İncil’e dayandırdıklarını iddia ederek, İslam’da olmayan bir hükmü, zulüm ve katliamları İslam’a mal etmeye çalışmaktadırlar. Bu kişilerin sinsi oyunlarına karşı özellikle samimi Hıristiyanların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu çirkin oyun neticesinde, samimi dindar Hıristiyanların bir kısmı İslam’ı yanlış tanımakta, yanlış yorumlamakta, İslam’ın güzellik, barış ve sevgi dini olduğu gerçeğinden habersiz kalmaktadırlar. Bu oyun, aynı zamanda Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında suni bir ayrılığın oluşmasına neden olmaktadır. Bu sinsi plan neticesinde, aynı Allah’a inanan samimi dindarlar birlik olamamakta, hatta tam tersine aralarında nifak ve husumet olması amaçlanmaktadır. Bu durum elbette, tüm dünyaya dinsizliği, Darwinizm’i, anarşiyi, zulmü, savaşları, cinayetleri, dejenerasyonu yaymak isteyen, deccal sistemi masonluğun sinsice faaliyetlerini sürdürmesi için aradığı en uygun zemini sağlamaktadır.

Sayın Adnan Oktar İslamiyet’i Deccaliyetle Bağdaştırmaya Çalışanların Oyununu Bozmuştur

Deccal üç dinin mensuplarını da aldatmaya çalışarak, rahat faaliyet alanı bulmayı, insanları zulme ve sapkınlığa daha rahat sürükleyebilmeyi hedeflemektedir. Nitekim etkisi altına aldığı bir kesim vesilesiyle yıllardır bu görevini sürdürebilmektedir. Masonluk, tıpkı aniden yakalanan hırsızın polise ev sahibi olduğunu söylemesi gibi aldatıcı bir taktik izlemektedir. Polis yanlış kişiyle ilgilenirken hırsız kaçıp uzaklaşmakta ve hırsızlığa devam etmektedir. İşte günümüzde masonluk da aynı çirkin oyunu oynamaktadır. Kendisinin deccal olmadığını iddia ederek, tahrip edici, yıkıcı ve kan dökücü eylemlerine devam etmektedir. Üstelik tüm dünyaya yayılan bu oyundan, büyük bir kitlenin haberi dahi bulunmamaktadır. İşte bu yüzden, bu oyunun bir an önce bozulması büyük önem taşımaktadır.

Sayın Adnan Oktar, uzun yıllardır İslamiyet’i deccaliyetle bağdaştırmaya çalışan masonluğun bu oyunlarını deşifre etmekte ve bu oyunlara karşı dünya çapında ilmi bir mücadele sürdürmektedir. Sayın Oktar, gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından televizyon ve radyo kanallarıyla yaptığı canlı röportajlarda da masonluğun bu sinsi oyunlarına dikkat çekmekte ve samimi iman sahiplerini bu tehlikeye karşı uyarmaktadır.

Hangi dinden olursa olsun, tek Allah’a inanan tüm samimi dindarlar birlik olmalı, Sayın Adnan Oktar’ın deşifre ettiği deccalin bu kirli oyununu bozmalı ve onun bu fikri sistemini yıkıma uğratmalıdır. Hz. İsa (a.s.)’ın nüzulünü ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunu beklediğimiz bu mübarek dönemde yapılacak en doğru davranış, şeytanın aldatıcı tuzaklarına karşı uyanık olmak, masonluğun dünya üzerinde tüm insanlığa karşı geliştirdiği zulüm sistemine bir son vermektir. Allah’ın izniyle ve Allah’ın vaadi gereği, samimi iman edenler mutlaka kurtuluş bulacak, deccale karşı mutlaka galip geleceklerdir. Bir Kuran ayetinde Rabbimiz şöyle buyurur:

“Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok,      galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır.” (Maide Suresi, 56)

----------

1- John Daniel, Two Faces of Freemasonry, Day Publishing, 2007, s. 12- Arthur Edward Waite, Devil Worship in France, [1896], s. 23-243- W.L. Wilmhurst, The Meaning of Masonry, C. 1927, 1980, 1995, s. 19

Artık kurtuluş vaktidir. İçinde bulunduğumuz dönem, Hz. İsa (a.s.)’ın yeniden dünyaya geleceği, Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur edeceği çok kutlu bir dönemdir. Hangi hak dinden olursa olsun tüm inananların birbirlerini desteklemesi deccaliyetin bu oyununu tümüyle bozacaktır. Dindar Hıristiyanların, dindar Musevilerin ve dindar Müslümanların birlik olması, Allah’ın izniyle dünyaya adalet, barış, sevgi ve dostluk getirecek, deccaliyetin etkisi tümüyle son bulacaktır. Savaşlar, çatışmalar sona erecek, güzel ahlak tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu, Yüce Rabbimiz’in vaadidir.


 

Masonlar Neden Samimi Dindarların Arasını Açmayı Hedef Edinmişlerdir?

Masonluk, tarih boyunca olduğu gibi ancak inananların arasını ayırdığı sürece güçlenebilmektedir. Bu nedenle masonik idarenin dinsizliği yayabilmesi, kendi ideolojisini güçlendirmesi için, iman edenlerin güçsüz, parçalanmış olması gerekmektedir. İşte bu nedenle masonlar için samimi dindarların arasındaki ittifakı bozmak, onları bölmek önemli bir hedeftir. Bunun için de masonlara göre en emin yöntem, muharref İncil’i kaynak olarak göstermekten çekinmeyen Evanjelik görünümdeki masonları kullanmaktır. Evanjelik görünümdeki masonların oyununa gelen samimi dindar Hıristiyanlar da, aslında farkında olmadan ve elbette istemeden masonların dinsizliği yayma politikasına alet olmaktadırlar. İşte bu yüzden bu kirli oyuna karşı tüm gerçek dindarların tetikte olması ve asıl fikri mücadeleyi birlik ruhu içinde, Allah inancına karşı çıkan ideolojilere karşı yapmaları gerekmektedir. Dindarlar için en büyük tehlikelerden birinin, dinsizliği yayma amacını taşıyan masonluk ve masonluğun denetimindeki Darwinizm, materyalizm gibi sapkın ideolojiler olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.

SAYIN ADNAN OKTAR’IN ÇEŞiTLi TELEViZYON VE RADYO KANALLARINDA MASONLUĞUN KiRLi OYUNLARI VE DECCALiYET iLE iLGiLi VERDiĞi BiLGiLER

Hıristiyanlıktaki Yanlış Deccal İnancı

“Hıristiyanlarda öyle bir inanç var. “Deccal barışçıllıkla gelecek, dünya ekonomisini elinde tutacak ve Hıristiyanlara, her yere hakim olacak” diye inanıyorlar. Halbuki kastedilen burada masonluktur. Masonluk barışla ortaya çıkmış, komünizmi, faşizmi, Darwinizm’i ortaya sürmüştür. Ve bütün dünyayı kana boğmuştur. 350 milyon insanı katletmiştir. Bir milyarın üstünde insanı sakat bırakmıştır. Bir o kadar insanı dul, yetim ve öksüz bırakmıştır. Binlerce, on binlerce şehri ve kasabayı yerle bir etmiştir. Sanatı, estetiği, güzelliği yok etmiş, insanların elinden mutluluğu ve sevinci almıştır. Sevgiyi almıştır. Deccaliyet görevini yapmıştır. Şimdi tamir safhasıdır. Şimdi Mehdiyet ve Hz. Mesih (a.s.)’in zamanıdır. Deccal yaptı yapacağını. 350 milyon… Daha dünyayı mı kurutmasını bekliyorlardı? Geriye insan kalmıyor ki zaten. 350 milyon, değil mi? Bir 350 daha, bir 350 daha… Bunu mu istiyorlar? Konu bitti zaten. Deccal çıkmıştır. Deccal Darwinizm’dir, faşizmdir, komünizmdir, Marksist düşüncedir. Bunların hepsinin üstünde de masonluktur. Bunları yöneten masonluktur ve dünyadaki ekonomiyi, dünyadaki zenginlikleri kontrol eden güç de masonluktur dünyada. Yani muharref İncil’in izahına da tam uygundur bu. Bunu yeni fark ettiler. Burada da oyuna geldiklerini anladılar. Daha önce Müslümanları deccal ordusu zannediyorlardı. O yüzden Irak’a saldırdılar. O yüzden Afganistan’a girdiler. Şu an hata yaptıklarını anladılar. Geri çekilmek için hazırlık yapıyorlar. Türkiye’ye bütün bölgeyi devretmek için de bir hazırlık içindeler.” (Sayın Adnan Oktar’ın 4 Aralık 2009 tarihinde Dem TV ve Tempo TV’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

Masonlar Bazı Evanjeliklere Müslümanları Sözde Deccal Ordusu Olarak Göstermek İstemiştir. Oysa Müslümanlar Sevgi ve Şefkat Ordusudur

“O, Evanjelik masonların bir oyunu. Müslümanları deccal ordusu olarak gösteriyorlar. Ve böylece Irak’ta da Afganistan’da da büyük bir katliama sebep olmuşlardı. Müslümanlar şefkat, merhamet ordusudur. Evanjelik masonlar olsun, Müslüman masonlar olsun, yahut diğer dinlere ait masonlar da olsun, işte deccal ordusunun öncü gücünü onlar oluşturuyorlar. Amerikan masonluğu, İngiliz masonluğu, İrlanda masonluğu ve Fransız masonluğu dünyadaki fitnenin başıdır. Bunlar idare ederler. En büyük tehlike budur. Buna karşı Muhammed Mehdi isminde bir Zat-ı Nurani inşaAllah zuhur edecek, Hz. İsa (a.s.) ile beraber on yıl sonra, bu münasebetsizlik yapan, gerçek deccal olan ama karşı tarafı deccaliyetle suçlayan bu oyunculara şefkatle, merhametle muamele edip onların düzelmesini sağlayacaktır. Çünkü deccal, karşı tarafı deccaliyetle suçlayarak ortaya çıkacak zaten. Yani masonluğun etkisinde olan Evanjelik masonlarla bir kısım Müslümanlar el ele vermişlerdir. Hıristiyan ve Müslüman savaşı istiyorlar. İşte deccaliyet bu, değil mi? “Niye savaşıyorsunuz?”, “Savaşılmaz”, “Sevgi vardır, kardeşlik vardır” diyene de deccal diyorlar. Deccal olmamak için şartlar ne biliyor musunuz? “Savaşalım, kan dökelim” dersen senin Deccal olmadığına inanırız diyorlar. Eğer barış istiyorsan “Deccalsin sen” diyorlar. İşte bu tam klasik deccaliyettir. Yani deccal kan dökecek, fitne çıkaracak, binaları yıkacak, insanları öldürecek. 350 milyon insanı 1. Dünya Harbi’nde ve 2. Dünya Harbi’nde şehit ettiler. Binlerce şehri ve kasabayı yerle bir ettiler. Medeniyetleri zirüzeber (alt üst) ettiler. İnsanları ruhen ve bedenen perişan ettiler, sakat bıraktılar. İnsanların büyük bir bölümü, ruh hastası oldu. İİntiharlar çoğaldı. İnsanlardan mutluluğu, sevgiyi ve neşeyi aldılar. İnsanlar içine kapandı. İşte deccaliyetin yaptığı buydu. Şimdi onların evlatları ve destekçileri bunu sağlamaya ve devam ettirmeye çalışıyorlar. Müslüman-Hıristiyan savaşı istiyorlar. Müslüman-Musevi savaşı istiyorlar. Bunu yapmayanı da deccaliyetle suçluyorlar. Kendilerinin deccal olduğunu buradan anlıyoruz.” (Sayın Adnan Oktar’ın 22 Kasım 2009 tarihinde Kanal 35 ve TV Kayseri’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

Müslümanlar ve Kitap Ehli Deccaliyete Karşı Birlik Olmalıdırlar

“Hayır, biz İsrail ile dost olalım. Dindarlarla dost olalım. Samimi Musevilerle tabii ki bir arkadaşlığımız, dostluğumuz, kardeşliğimiz olacak. Fakat ateist-Siyonistler son derece tehlikeli varlıklardır. Bunlar masonlarla iç içedir. Dünyayı birlikte yönetiyorlar ateist-Siyonistlerle masonlar. Bütün bu savaş kararlarını, bütün bu katliam kararlarını birlikte alıyorlar. Gizli bir dünya devleti var ateist-Siyonistlerin kurduğu ve masonlarla birlikte kurdukları gizli dünya devleti. İşte deccaliyet dediğimiz sistem budur. Bunun başındaki kişiye, liderlerine deccal diyoruz. Deccaliyet dünyayı idare ediyor. Buna karşı da aktif olarak inananların mücadele etmesi ve birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Dindar Hıristiyanlar, dindar Museviler ve dindar Müslümanların bir arada olmaları gerekiyor ve birlikte karşılık vermeleri gerekiyor bu sisteme karşı.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Aralık 2008 tarihinde Mavi Karadeniz TV’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

“Ateist siyonistlere karşı birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte Allah’ı analım, toplanıp dua ederiz. Kitap çıkartalım, yazılar yazalım, anlatalım. Ateist Siyonistler de tabi, bunlar da insan, belki bunlardan da hidayet bulacak insanlar var. Belki bunlar da düzelecekler ama biz mücadele etmekle mükellefiz. Ama bu dindar Hıristiyan, dindar Musevi, dindar Müslüman bir araya geldiğinde dünyanın en büyük gücü olur ve buna hiçbiri karşı koyamaz. Ama üçe ayrılırlarsa, Müslümanlar da kendi aralarında ayrılırlarsa, o zaman çok az bir kuvvetle deccal hakim olur. Ama bu kuvvetler bir araya gelirse deccal zaten, bir üflemelik gücü var. Yani bir üflemekle gider deccal, hiçbir gücü yok.” (Sayın Adnan Oktar’ın 3 Ekim 2008 tarihinde Seher TV (İran)’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

Masonluk, Hıristiyan inancına bir tepki olarak örgütlenmiş ve Allah’ı bir ve tek olarak yücelten tüm diğer kutsal dinlere karşı gelmiştir. Fakat masonlar bunu açıkça dile getirmemiş, hedeflerine dindar görünüm altında ulaşmaya çalışmışlardır. Masonluk, tüm kutsal dinlere karşı bir eylem ve düşünce şekli olmasına rağmen, dindar görünümünü oldukça etkili bir şekilde kullanmıştır.


 


MUHARREF İNCİL’DE GEÇEN SÖZ KONUSU DECCALİYET SİSTEMİ, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’DEN RİVAYET EDİLEN HADİSLERLE TAM MUTABAKAT GÖSTERMEKTEDİR

Deccal ile ilgili olarak Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen bir hadis şöyledir:

“Benden evvelki peygamberlerden ümmetini deccal ile korkutmayan hiç kimse olmadı. Onun sol gözü şaşı, sağ gözü ise perdelidir. Ve alnında “kâfir” diye yazılıdır. Yanında cennet, cehennem diye iki vadi olur. Cennet dediği cehennem, cehennemi ise cennettir. Yanında peygamber kıyafetinde iki melek bulunur; biri sağında, biri solundadır. Bu beraberlik insanları imtihan içindir.

Deccal onlara sorar:

“-Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Diriltiyorum, öldürüyorum.”

Meleklerden biri:

“-Yalan söylüyorsun!” der.

Fakat bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine:

“-Doğru söylüyorsun.” der.

İkinci meleğin sözünü insanlar işitir ve zannederler ki, deccali tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine’ye yürür. Giremeyince, “Bu onun ülkesidir!” der. Sonra Şam’a yürür Orada “Akabetü Efik” mevkiinde Allah onu helâk eder.” (Hz. Sefine RA, Ramûz el-Ehâdis’ten Hadis-i Şerifler RE. 140/11)

İncil’de ise, sahte peygamber olarak ortaya çıkan deccal şu şekilde tarif edilmiştir:

Canavarı, dünya krallarını ve onların ordularını, ata binmiş olanla onun ordusuna karşı savaşmak üzere toplanmış gördüm. Canavar ve onun önünde mucizeler yapan sahte peygamber yakalandı. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp onun putuna tapanları bu mucizelerle saptırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı. Geriye kalanlar, ata binmiş olanın ağzından uzanan kılıçla öldürüldü. Bütün kuşlar, bunların etiyle doydu. (Esinleme 19/19-21)

- Sahte peygamberlerden sakının! Kuzu postuna bürünerek gelirler size, ama özde yırtıcı kurtlardır. (Matta 7/15)

- Eğer o zaman biri size, ’İşte Mesih burada’, ya da ’İşte şurada’ derse, inanmayın. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.  İşte size önceden söylemiş bulunuyorum. (Matta 24/23- 25)

Bütün dünya, şaşkınlık içinde canavarın peşinden gitti. İnsanlar, canavara yetki veren ejderhaya taptılar. “Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?” diyerek canavara da taptılar. (Allah’ı tenzih ederiz.) (Matta 13/3-4)

Muharref İncil’de geçen kehanetler de, hadislerde Resullullah (s.a.v.)’in söyledikleri de doğru çıkmıştır. Ancak bu, bazı Hıristiyanların yorumladıkları şekilde olmamıştır. Zira söz konusu Hıristiyanların, muharref İncil’deki bu kehanetin gerçekte çok farklı bir anlam içerdiğini anlamaları gerekmektedir.

Hıristiyanların muharref İncil’deki kehanetlerinde bildirilen asıl kan akıtan düşünce ve fikren mücadele edilmesi gereken deccaliyet, masonluktur

 
  38659 ziyaretçi (84197 klik) sitemizi ziyaret etmiştir  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol